23 Aralık 2009 Çarşamba

GÜL YÜZLÜ SEVGİLİYE -11




Selam sana ey insanları ebedi barış, ebedi varış ve ebedi kurtuluş menziline ulaştıran gül yüzlü sevgili! Kışın bahara, gecenin gündüze, ölümün dirilmeye bir beste olduğunu, ruhlarımızın bedenlerde birer emanetçi olduğunu, varlık aleminde baki olanın sadece yüce yaratıcımız olan Allah’ımız olduğunu tebliğ eden gül yüzlü sevgili sana selam olsun.



Hüsran denizinde hayatlarımız boğulurdu. Umutlarımız cehalet karanlığının girdabında kaybolurdu. İnsanların hayatlarında gurur üstüne gurur, kibir üstüne kibir dururdu. Gözbebeklerine kasevetli hüzünler oturur, amel defterlerimize günah kar fiiliyatımızın gonklarının nabzı vururdu. Cehalet ve küfrün karanlıklarından imanın asude iklimine varılmaz, karanlığın kalbine imanın ve islamın nurlu imzaları atılmazdı. Ebedi kurtuluş yolunda hilalin hükmü kalmaz, Kabe’ye yönelişin önemini kavrayamazdık. Karanlık gecelerin siyah perçemlerini aydınlatan ay yüzlü sevdalarından haberdar olamazdık gül yüzlü sevgili sen olmasaydın.



Ayın yüreğine doğru uzanan o şefkatli elinin mübarek parmağıyla mehtabın titreyen gamzesi ikiye bölünmezdi. Allahın kelamı kuran-ı kerimin aşkına yelken açıp, gönülleri fethetmek için sefer çıkanların zamansız mekanlara ve mekansız zamanlara yaptığı sırlarla dolu yolculukları bilinmezdi sen onlara yüce yaratıcının ilahi aşkını haber vermeseydin. Allah aşkı ile kurtuluşu düşleyen özlemlerine kanat vuranların gönül seccadeleri serilmezdi gündüzün müjdeci şafaklarına. Karanlık gecelerin nurlu sabahlarını görmezdi gözler. Her inişin bir yokuşunu, her zorluğun bir kolaylığını, her hüznün sonrasında sabredenlere bir huzuru vermezdi Allah gül yüzlü sevgili hatırın olmasaydı. Ayrılık vuslata, zayıflık metanete, siyah beyaza, nefret sevgiye, zulmet hakka ve adalete, karanlık aydınlığa ve ölüm hayata beste kar olmazdı.



İnsanlığın kanayan yaralı kalpleri gül kokunla sarılmazdı. Yetimlere, öksüzlere, zulme uğrayanlara, hakkı yenen mağdurlara merhamet edilmez ve şefkatle davranılmazdı. İlim öğrenmenin farz olduğunu bilemez, mukaddesata saygıyı bilemez, onunda rengi kırmızı deyip gül diye ateşlere sarılırdık. Biz gül diye dikenleri derleyip atamızdan böyle gördük deyip işin içinden çıkmaya çalışırdık. Hayata umutla bakmak yerine, hazan bahçelerinden gazallar toplamayı denerdik gül yüzlü sevgili sen olmasaydın.



Şimdi cennet bahçelerine girmek ümidiyle yanan gönüllerimiz hazan sarısına dönerdi. Yürekler sana Allah yolunda ölümüne sevdalanmaz, gönüller hasret ateşinle yanmaz, kışta ve cahalet karanlığında gelenler ebedi hayat baharını soluklamaz, ölümsüzlük şerbetini yudumlamazdı. İnsanlığın gördüğü en mükemmel ve muhteşem inkılab gerçekleşmezdi, sen amcan Ebu Talib’e ‘ güneşi sağ elime ve ayı sol elime koysalar bu davadan vazgeçmem’ demeseydin gül yüzlü sevgili.



Gül yüzlü sevgili rahmet peygamberimiz anam babam sana feda olsun derecesinde sevgimiz olmasaydı, canım arzular seni ilahi sözü söylenmezdi. Biz kullar sen haber vermeseydin Sırat-ı Müstekımin varlığından haberdar olamazdık. Yollar kıblede karar kıldı diye sen bize Allah’ın vahyini doğru bir şekilde söylediğin için. Dünyaya kul ve köle olup irtifa kaybedenler hala var olsa da, gurur ve kibirlerinden zirveye çıkanlar olsa da, senin ilahi tebliğlerin doğrultusunda hidayete erenler, gayya kuyularından kurtulamazdı. Nefse tutsak olan duygular yüzünden parça parça olan yürekler, kapkara bir kömür gibi kararan kalpler sen bize yol göstermeseydin gönüller bir türlü gül bahçesine dönmezdi.



Azgın tufanlar içinde aciz kalanlar, haksızlıklar içinde biçare kalanlar, çaresizliği göğüsleyemezdi sen sabrı ve metaneti öğütlemeseydin. Amellerde ve gönüllerde hayırlar fethedilemezdi ve şerler de fiillerden defedilemezdi. Baki olanı unutup fani olanların peşinde koşup ah etmeye devam ederdik hakikati bize göstermeseydin. Hidayeti ve hakikati bize gösterip, ilahi kurtuluş için kalplerimize rabbimizin ve sevgili peygamberi olan senin sevgini yerleştirdiğin için sana binlerce teşekkür ederim. Kıyameti mahşerde kurtuluşa eren ümmetlerinden olmayı yüce rabbimden niyaz ediyorum.


Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder