20 Aralık 2009 Pazar

GÜL YÜZLÜ SEVGİLİYE -10




Rahmet yüklü hidayet bulutları biz adem oğlunun üzerine yağar mıydı sen olmasaydın. Kuranın manasını senin öğretilerinle anlamayı şükürler olsun Allah bize nasip etti. Sen olmasaydın hilalin ışığı yanmazdı. Cehalet ve zifiri karanlıklar aydınlanmazdı. İnsanlık alemi Cebrail aleyhisselam vasıtasıyla Allahtan c.c. den aldığın ilahi vahyi tebliğ etmeseydin; İslam şerefiyle ve hidayetiyle bahtiyar olup, kurtuluş yolunu bulamazdı. Vahyin emsalsiz güzellik ve müjdelerinden feyiz almak için yol bulamazdı hidayet ehli insanlar. İlahi ve hakiki felaha biat etmek için akabe biatlarına gelen saadeti ebediye yolcusu sahabeler. İlahi aşkın miracına beş vakit namaz ile çıkacak olan gönüllerimiz, Allahın büyük nimeti olan akıllarımızın da hüsnü kabulü ile secde kar oldu sayende gül yüzlü sevili.



Önceleri Mekke, hicretinden ardından da Medine’den yayılan ilahi davet bütün dünya ile birlikte Allah’a hamd ve şükür bizleri de sardı. Dinin, duanın ve ibadetin nuru, hakikatin güneşi sinelerimize sağanak sağanak yağdı. Kainata dar gelen yüce rabbimizin aşkı, küçücük kalplerimize sığdı. Yüreklerimiz Allah nidalarıyla dalgalandı. Sevda yaylasından Mevla’ya ulaşan yolun, sadece senin izinden gitmekte olduğunu ve hayat tarzını hayatlarımıza tatbik etmekte olduğunu sen bize öğrettin sultanım.



İç alemimizde çözülmeyi bekleyen binlerce buzulun, binlerce kör düğümün, kalbimizi mesken tuttuğunun ve nasıl çözüleceğinin sırlarını bize sen öğrettin. Yüreğimizdeki kin ve nefret dağlarını eritip, hak ve başkalarının haklarına zarar vermeyen özgürlük anlayışına, adalet ve hoşgörüye dönüştürmeyi bize sen öğrettin. Nefsani arzularımızı dizginlemeyi, kalbimizi işgal eden buzulları iman ateşiyle eritmeyi bize sen öğrettin gül yüzlü sevgili sultanım.



Ölmeden önce kalbimizi hesaba çekmeyi, Allah rızası için sevmeyi ve onun rızası için buğz etmeyi bize sen öğrettin. Yaratılanı sevmeyenin yüce yaratıcıyı sevemeyeceğini, merhamet etmeyene merhamet edilmeyeceğini, din kardeşliğinin kan kardeşliğinden daha önce geldiğini bize sen öğrettin. Din kardeşliğinin kan kardeşliğinden önce geldiğini öğrettiğin içindir ki; baba ile oğul, abi ile kardeş Bedir’de, Uhut’ta, Hendek’te ve diğer gazalar da dinleri için birbirleri ile savaştı.



Kalbimize gül cemresi ve senin gül kokun düşmeden dünyamıza bahar gelmezdi. Senin kainata can veren muhabbetin olmasaydı, cenneti müjdeleyen baharların getirdiği yemyeşil bir sevdanın nuru yüreğimizi sevgi ummanı haline getirmezdi. Gözyaşlarında dalgalanan rahmet ummanları gönül sahillerimize vurmazdı. Yol gösterdiğin ebedi kurtuluşa ermek umuduyla dualar arşa yükselmezdi. Seher vakitlerinde yüce yaratıcının aşkıyla Allah’ım gül yüzlü sevgilinin hürmetine bizleri affeyle nidaları duyulmazdı.



Gül yüzlü sevili sultanlar sultanım! Bizim yolumuzu aydınlattığın için, bize hidayet ve kurtuluş yolunu gösterdiğin için, kalplerimizdeki kördüğümlerin çözülmesine vesile olduğun için sana sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Salat ve selamlarımı gönderiyorum. Güneşin dünyadaki başka diyarları da aydınlatmaya gittiği şu saatlerde, başak gönülleri de ısıtmaya gittiği şu saatlerde, kalemi keğıdı alıp elime seninle dertleşmek, sana hasret duygularımı yazmak, yalnızca sana yazmak ve yalnızca seni özlemek geliyor içimden.




Feyzullah Kırca
Akbaşlar köyü / Dursunbey


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder