İmamların Mesai ücretleri üzerine video.cnntürk.com
da ‘vatandaşa sorduk imamlar mesai ücreti aslın mı?’ diye bir video
izledim. Konuyla ilgisi olmayan kim varsa sokakta önüne gelen birçok
kişiye sormuşlar. Din ve diyanetle, abdest ve namazla alakası olmayanlar
zaten hemen kendini belli ediyor, onu öncelikle belirtelim.
Sonra da ‘yok efendim zaten ne yapıyorlar ki?
Namazları zaten boyunlarının borcu, zaten onlar sabah namazının ve yatsı
namazının olduğunu bilmiyorlar mıydı göreve başlarken, efendim
imamlığın parayla yapılması uygun değil, Allah rızası için yapılması
lazım’ gibi şeyler söylenmiş. Zaten kıldıramaz onu söyleyen kişi, o
konuda hiç bir eğitim ve bilgisi yok; bu halinden anlaşılıyor. Ama olsa
da, desen ki; gel ben bu gün izinliyim. Allah rızası için şu bir vakit
yada iki vakit namazı kıldırıver. Bin dereden su getirir. En az on tane
işi çıkar. Değil 12 saat işini gücünü bırakıp bir başkasının köyünde,
bir başkasının mahallesinde ikamet etmeyi, bir gün bile gidip bedavaya
beklemez.
Bakınca bu bir peygamber mesleği, peygamber bu
mesleği peygamberlik görevini yerine getirmek için, Allah’ın tebliğ
emrini yerine getirmek için ücret talep etmemiş. Halifeler sonra bu
görevi bir müddet devam ettirmiş. Bakılmış ki daha sonraları kimse bu
görevi gönüllü olarak ifa etme taraftarı değil, herkesin işinde gücünde
çalışarak rızık peşine düşme derdi var. Osmanlı zamanını tam olarak
araştırmadım ama bildiğim kadarıyla imparatorluğun başından itibaren, o
zaman da hakla imamlık varmış, sonraları da belli bölgelerde hatipliğin
yanı sıra hakla imamlık varmış ve devam etmiştir.
Devletimiz sağ olsun, bakmış ki halk imam hakkını
ödemekte sıkıntılar yaşıyor. Bu hak ödeme işini üzerine alarak imamları
resmiyete alıp memur olarak atayıp, onlara bir maaş ihdas etmiş.
Önceleri diğer memur maaşlarına nazaran çok düşük bir meblağ iken son
yıllarda bu işin değerini ve önemini bilen iktidarlar sayesinde diğer
memurlar, özellikle öğretmenler düzeyine çıkardılar. Bu gün yetmiyor
diyenler çıksa da, ortalama olarak imamların iyi maaş aldığını ifade
edebiliriz.
Gelelim asıl konumuz imamlar mesai ücreti alsın mı konusuna;
Baştan hemen belirteyim ki; ben bir imam olarak
mesai ücreti falan istemiyorum. Ama şu hususun da iyi bilinmesi gerek;
imam sadece namaz kıldırmaz. İmam gerçek bir imam ise görev yaptığı
caminin cemaatinin veya o köyün, o mahallenin ilk yardıma koşanı, maddi
manevi her türlü sıkıntısı olduğunda imkânları ölçüsünde ilk yardım
elini uzatanıdır.
Gece bir vatandaşın hastası olduğunda hastaneye
götürmek için kapısı çalınan imamdır. İmamın kapısı olmalıdır. Eğer ilk
onun kapısı çalınamıyorsa zaten bir şeyler eksiktir bence. Para peşinde,
kar peşinde olmadığı için arabası varsa ilk tercih edilecek araç onun
ki olmalıdır.
‘Günde beş vakit namaz değil mi?’ deniyor ama
sürekli bağlısın görev yerinde. İki namaz vakti arasında serbest
oluyorlar denebilir. Ama her an birisinin doğumu, ölümü, düğünü derneği
olabilir. Oluyorda zaten.
Bir başka konu; diyanet tarafından yasak olmasına
rağmen, aporlörden ilan için bile günün hangi saatinde aranacağın belli
değil. Aile hekimi gelir duyuralım, kooperatif duyurusu var duyuralım,
sulama birliği duyurusu var duyuralım, İmamın görev ve sorumluluklarına
saygılı olup, musaitse bir şu konuyu duyursak diyen kültürlü muhtarların
hakkını yemeyelim ama, hele bir muhtarlık var ki; sanki babasının
oğluna emrediyor ilan yap derken. 'Şöyle bir konu var halka duyurabilir
miyiz?' demek sanki çok zor. İmamsın hoşgörülü olmaya çalışıyorsun ve
köylüye hizmet ediyorsun. Köylü de her zaman camiye veya kahveye
çıkamıyor. Bayanları ilgilendiren konular oluyor ve bunlardan haberdar
olmak istiyor.
Vekillerin bile mesai saati belli, haftanın üç günü mesai yapıyorlar. Birde dünya kadar para alıyorlar. Belki hak ediyorlardır bilemem. Üstüne birde süper emekli oluyorlar. Bizim mesai 24 saat devam ediyor. İzin alıp gitsen bile arandığında izinliyim ben gelemem diyemezsin ve adamın cenazesi veya düğünü derneği varsa geri gelirsin genellikle... Onun gönlünü almaya çalışırsın. Düğünde bulunmazsan hoş bir durum olmaz ve olmuyor.
Vekillerin bile mesai saati belli, haftanın üç günü mesai yapıyorlar. Birde dünya kadar para alıyorlar. Belki hak ediyorlardır bilemem. Üstüne birde süper emekli oluyorlar. Bizim mesai 24 saat devam ediyor. İzin alıp gitsen bile arandığında izinliyim ben gelemem diyemezsin ve adamın cenazesi veya düğünü derneği varsa geri gelirsin genellikle... Onun gönlünü almaya çalışırsın. Düğünde bulunmazsan hoş bir durum olmaz ve olmuyor.
Ama bu kadar ilgili ilgisiz herkesi carcur
ettirmeyin de aman mesai falan istemiyoruz. Biz mesleğimizi ve
görevimizi; halkımızı ve mesleğimizi sevdiğimiz için yapıyoruz. Yapmaya
da devam edeceğiz.
Feyzullah kırca
Akbaşlar köyü / Dursunbey