25 Ağustos 2012 Cumartesi

İMAMLAR MESAİ ÜCRETİ ALSIN MI*



İmamların Mesai ücretleri üzerine video.cnntürk.com da ‘vatandaşa sorduk imamlar mesai ücreti aslın mı?’ diye bir video izledim. Konuyla ilgisi olmayan kim varsa sokakta önüne gelen birçok kişiye sormuşlar. Din ve diyanetle, abdest ve namazla alakası olmayanlar zaten hemen kendini belli ediyor, onu öncelikle belirtelim.

Sonra da ‘yok efendim zaten ne yapıyorlar ki? Namazları zaten boyunlarının borcu, zaten onlar sabah namazının ve yatsı namazının olduğunu bilmiyorlar mıydı göreve başlarken, efendim imamlığın parayla yapılması uygun değil, Allah rızası için yapılması lazım’ gibi şeyler söylenmiş. Zaten kıldıramaz onu söyleyen kişi, o konuda hiç bir eğitim ve bilgisi yok; bu halinden anlaşılıyor. Ama olsa da, desen ki; gel ben bu gün izinliyim. Allah rızası için şu bir vakit yada iki vakit namazı kıldırıver. Bin dereden su getirir. En az on tane işi çıkar. Değil 12 saat işini gücünü bırakıp bir başkasının köyünde, bir başkasının mahallesinde ikamet etmeyi, bir gün bile gidip bedavaya beklemez.

Bakınca bu bir peygamber mesleği, peygamber bu mesleği peygamberlik görevini yerine getirmek için, Allah’ın tebliğ emrini yerine getirmek için ücret talep etmemiş. Halifeler sonra bu görevi bir müddet devam ettirmiş. Bakılmış ki daha sonraları kimse bu görevi gönüllü olarak ifa etme taraftarı değil, herkesin işinde gücünde çalışarak rızık peşine düşme derdi var. Osmanlı zamanını tam olarak araştırmadım ama bildiğim kadarıyla imparatorluğun başından itibaren, o zaman da hakla imamlık varmış, sonraları da belli bölgelerde hatipliğin yanı sıra hakla imamlık varmış ve devam etmiştir.

Devletimiz sağ olsun, bakmış ki halk imam hakkını ödemekte sıkıntılar yaşıyor. Bu hak ödeme işini üzerine alarak imamları resmiyete alıp memur olarak atayıp, onlara bir maaş ihdas etmiş. Önceleri diğer memur maaşlarına nazaran çok düşük bir meblağ iken son yıllarda bu işin değerini ve önemini bilen iktidarlar sayesinde diğer memurlar, özellikle öğretmenler düzeyine çıkardılar. Bu gün yetmiyor diyenler çıksa da, ortalama olarak imamların iyi maaş aldığını ifade edebiliriz.

Gelelim asıl konumuz imamlar mesai ücreti alsın mı konusuna;

Baştan hemen belirteyim ki; ben bir imam olarak mesai ücreti falan istemiyorum. Ama şu hususun da iyi bilinmesi gerek; imam sadece namaz kıldırmaz. İmam gerçek bir imam ise görev yaptığı caminin cemaatinin veya o köyün, o mahallenin ilk yardıma koşanı, maddi manevi her türlü sıkıntısı olduğunda imkânları ölçüsünde ilk yardım elini uzatanıdır.

Gece bir vatandaşın hastası olduğunda hastaneye götürmek için kapısı çalınan imamdır. İmamın kapısı olmalıdır. Eğer ilk onun kapısı çalınamıyorsa zaten bir şeyler eksiktir bence. Para peşinde, kar peşinde olmadığı için arabası varsa ilk tercih edilecek araç onun ki olmalıdır.

‘Günde beş vakit namaz değil mi?’ deniyor ama sürekli bağlısın görev yerinde. İki namaz vakti arasında serbest oluyorlar denebilir. Ama her an birisinin doğumu, ölümü, düğünü derneği olabilir. Oluyorda zaten.

Bir başka konu; diyanet tarafından yasak olmasına rağmen, aporlörden ilan için bile günün hangi saatinde aranacağın belli değil. Aile hekimi gelir duyuralım, kooperatif duyurusu var duyuralım, sulama birliği duyurusu var duyuralım, İmamın görev ve sorumluluklarına saygılı olup, musaitse bir şu konuyu duyursak diyen kültürlü muhtarların hakkını yemeyelim ama, hele bir muhtarlık var ki; sanki babasının oğluna emrediyor ilan yap derken. 'Şöyle bir konu var halka duyurabilir miyiz?' demek sanki çok zor. İmamsın hoşgörülü olmaya çalışıyorsun ve köylüye hizmet ediyorsun. Köylü de her zaman camiye veya kahveye çıkamıyor. Bayanları ilgilendiren konular oluyor ve bunlardan haberdar olmak istiyor.

Vekillerin bile mesai saati belli, haftanın üç günü mesai yapıyorlar. Birde dünya kadar para alıyorlar. Belki hak ediyorlardır bilemem. Üstüne birde süper emekli oluyorlar. Bizim mesai 24 saat devam ediyor. İzin alıp gitsen bile arandığında izinliyim ben gelemem diyemezsin ve adamın cenazesi veya düğünü derneği varsa geri gelirsin genellikle... Onun gönlünü almaya çalışırsın. Düğünde bulunmazsan hoş bir durum olmaz ve olmuyor.

Ama bu kadar ilgili ilgisiz herkesi carcur ettirmeyin de aman mesai falan istemiyoruz. Biz mesleğimizi ve görevimizi; halkımızı ve mesleğimizi sevdiğimiz için yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz.

Feyzullah kırca
Akbaşlar köyü / Dursunbey

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder