4 Ağustos 2012 Cumartesi

GÜL YÜZLÜ SEVGİLİYE-21


Ey gül yüzlü sevgili efendim ben senin yoluna toprak olayım. Yaz sıcağında yorgunluktan oluşarak alnından süzülüp sağ yanağından aşağıya doğru akan terin olayım. Sen bastığında ayağının izini saklayan ve günümüze hatıra olarak hala saklanıp ziyarete açılan taş olayım. Lakin biz günahkâr ümmetini şefaatinden mahrum eyleme.

Biliyoruz bizler senin yolundan çok uzağız. Hatalarımız ve günahlarımız çok olsa da; tek gayemiz senin yolundan, gösterdiğin nurlu yoldan yürüyerek sana layık ümmet olmaktır. Böylece kâinatın sahibi, eşi ve benzeri olmayan, mutlak kudret sahibi yüce yaratıcımıza yakın olmaktır. Onun razı olacağı kullar olmaktır. Bizleri sevginden, şefaatinden ayrı ve gayri koyma.

Allah’ın selamı ve rahmeti sanadır. Sen ki her kese selam verirdin. Sen ki öz bakımına çok dikkat ederdin. Saçını sakalını ve kıyafetini her zaman düzenli tutardın. İnsanlara hoş görünmeni sağlamak için yanında sürekli ayna tarak ve misvak bulundururdun. Hata saç bakımını iyi yapabilmek için zeytinyağı sürerdin. Hep temizliği ön planda tutar, ‘imanın yarısı temizliktir’ ‘temizlik İmandandır’ diye söylerdin. Evini her gün mutlaka süpürürdün. Ayakkabılarını giyecek olduğun da silkeleyerek giyerdin. Tuvalete girmeden önce çoraplarını çıkarırdın ve paçanı sıvardın. Tuvalete sol ayağınla girerdin ve sağ ayağınla çıkardın. Taharette alırken, hep sol elini kullanırdın. Ayakta hacet gidermez, tuvalette mutlaka otururdun. Sonra abdest almadan önce sızıntı olursa diye bir süre beklerdin. Sürekli abdestli olmaya ve abdestli gezmeye çalışırdın. Cuma günü mutlaka gusül abdesti alırdın.

Allah’ın her türlü nimeti sanadır. Sen ki açları doyurur, fakirleri gözetir, malını Allah yolunda harcardın. Sen ki besmele çekerek yemeğe tuz ile başlardın. Yemekte mutlaka yeşillik bulundururdun. Üzümü hapur hupur ağzına götürmeyip teker teker yerdin. Yemek esnasında hep hayırlı şeylerden konuşurdun. Sofradakilerin iştahını kaçıracak sözlerden uzak dururdun. Yemekten tam olarak doymadan kalkardın. Gece bulaşıkları bekletmezdin. Artan yemek olursa, yemek kaplarının üstünü mutlaka örterdin. Pazartesi ve Perşembe haftada iki gün oruç tutardın.

Allah’ın yardımı dostluğu sanadır. Sen ki şaka dahi olsa asla yalan söylemezdin. Ya hayırlı bir şey konuşurdun ya da susardın. Sevdiğin kişiyi sadece Allah için severdin. Namaz kılanın önünden geçmezdin. Ezandan sonra ezan duasını okurdun. Hiçbir zaman hiç kimseye en ufak bir zarar vermemeye özen gösterirdin. Karıncayı bile incitmemeye çalışırdın. Çarşıda pazarda bağıra çağıra dolaşmazdın. Yatmadan önce yatağını silkelerdin. Uyurken mutlaka sağa tarafına yatardın. Yatmadan önce ve kalkınca saçlarını tarardın. Genellikle beyaz ve yeşil elbise giyerdin.

Gül yüzlü sevgili tüm bunları yaparken mutlaka birer sebebi vardı. Bugün bizleri bir nemelazımcılık sardı. Bunların çoğunu önemsemez olduk. Senin yaptığın bu davranışları yapmaz, yapmadıklarını yapar olduk. Sadece dillerimizle ümmet olduğumuzu söyleyip durduk. Haramlara koşar olduk, İslam’ın emirlerinden kaçar olduk.

Ey gül yüzlü sevgili! Seni bekleme de insanlık. Yeniden gelsen, bir daha kurtarsan şu insanlığı saplanıp kaldığı kör cehaletten… Doğruyu bilirken, hakikati gizleyen, yada onu eğip büken ve işine geldiği gibi hareket eden, şu zalim insanların elinden mazlumları bir kez daha kurtarsan olmaz mı?

Yönünü kaybetmiş okumuş, mürekkep yalamış kör cehalet yolunda insanlık. Bildikçe daha çok sapıtıyor. Mal mülk kazandıkça daha çok azgınlaşıyor. Yeniden bir yön versen olmaz mı?

Yoksa bu gidiş hayra alamet değil ey gül yüzlü sevgili peygamberim.

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder