6 Şubat 2010 Cumartesi

GÜL YÜZLÜ SEVGİLİYE -16



Issız gecelerde titreyen, bir yanı yetim, bir yanı öksüz yüreğimle sevdim seni. Ben seni görmeden sevdim. Beni hakiki sevdama ulaştıracak olan gerçek yolu gösteren sevdamın adı sensin. Bu hasret ve aşkına susamışlığım ne zaman bitecek.


Ellerimde güller ile hayallerde seni beklerken görürüm kendimi gül yüzlü sevgili sultanım. Hayallerde seni gül kokunu alıp yandım. Medine de hicret sabahı yolunu beklerken gördüm kendimi seni özlerken. Ebu Bekir binmişti deveye ve sen yürüyordun Medine sokaklarından o mübarek devenin Mescidi Nebevi’nin yerine doğru yürürken.


Hayalde olsa, düşte olsa değdir gözleri gözlerime efendim. Sevmeyi senden öğrendim, Yunus Emre’nin yaratanı yaratandan ötürü sevmesi de senden öğrendiği ve seni sevdiği içindir yaratılan her şeyi sevmesi. Sevilmesi gereken her şeyi senden sen den öğrendik biz ya rasülallah.


Bizi hakikate götürecek hayat suyunu içtik senin sevgine ve sana sevgimize mazhar olup, aydınlık yolun yolcuları olduk. Ya da en azından öyle olduğumuz zannediyoruz. Şefkat ve merhamet seninle mana buldu. İnsanlar arasındaki kin, nifak ve düşmanlık duyguları sembolize eden buz çölleri seninle eridi ve biz çölleri senin tebliğ ve ilhamları ile aştık. Sevgi iklimi senin sayende yeniden yeşerdi ondört asır öncesinde gül yüzlü sevgili!


Bahar yüzlü insanlar öğrendik onlar sana öylesine bağlıydılar, bir dediğini iki etmeyen insanlardı onlar etrafında pervane, ne sevgi ve iman dolu insanlardı onlar, imanları uğruna her şeylerini feda edecek kadardı sevgileri. Onlardan biri olmak isterdim her emrine amade. Senin zamanında yaşayıp seni görmek dünya gözüyle, o güzel ve fedakar insanları görmek isterdim.


Seninle yaşamak, seninle ölmek, seninle birlikte ibadet etmenin huzuruna ermek, seninle kaybetmiş ve günaha girmiş günlerime ağlamak, seninle seni görmek ve seninle yaşamanın sevinciyle tebessüm etmek isterdim. Seninle aynı sofrayı paylaşmak ya da hiç olmazsa aynı odanın farkı sofralarında, ya da aynı evin diğer odalarından birinde benim verebildiğim bir davetin sofralarında olmak isterdim canı gönülden gül yüzlü sevgili!


Ama en çok seni, seni görmek isterdim. Veysel Karani sabrı ve sevgisiyle büyüttüm sevgimi, hasreti ve hüznü yoldaş ettim kendime. Yemende çöllerinde sana esen yeller gibi esen Veysel gibi bende Balıkesir dağlarında bende sana estim. Gül yüzlü sevgili ben seni görmeden sevdim. Ecel kapımı çalıp geldiğinde, ansızın kim bilir ne zaman nerde, yalancı dünyanın hangi kuytu köşesinde, sana sevgimi ve bağlılığımı söyleyeceğim ve Allah’ım Muhammed Mustafa’ya salat ve selam olsun diyeceğim. Çünkü gül yüzlü sevgili sultanım ben seni çok sevdim. Sevgili önderim ben seni görmeden sevdim.


Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder