2 Şubat 2010 Salı

GÜL YÜZLÜ SEVGİLİYE -15


            Yalan bakışların sahte gülüşlerin arasında boğulur oldu insanlık. Herkes dünyalık menfaatlerin peşinde dörtnala koşar. Anlatmak çok zor sana ruh halimi, nasıl anlatsam sana layık ümmet olamıyorum. Bazen cesurca beni kale almayacaklarını bilsem de haksızlığın karşısında eğilmezken, çoğu zaman bende şerlerinden çekinerek suskun kalıyorum. Beni sokmayan yılan bin yıl yaşasın kabilinden takılıyorum.


             Seni her şeyden çok seviyorum. Önce rabbimi, sonra seni seviyorum diyorum. Lakin dediğim gibi sana layık bir ümmet ve Allahın en mükemmel din olarak seçip, senin elçiliğin ile bize ulaştırdığı İslam dinine layık bir Müslüman olamıyorum. Sadece ben mi diye sorunca kendi kendime üzülerek hemen herkesin aynı olduğuna da şahit oluyorum. Haksızlığa ve hukuksuzluğa kimse dur demek, arkadaş buna hakkınız yok demek zahmetinde bulunmuyor. İyiye güzele teşvik etmek için kılını kıpırdatmıyor.


             Kendinizin ve en yakınlarınızın aleyhine bile olsa, sonunda ölüm bile olsa doğruluktan ve dürüstlükten ayrılmadın. Müslümanlarında bu yönde hareket etmesini ve doğruluk ve dürüstlükten ayrılmamasını emrettin. Boş konuşmalar yerine faydalı, ilmi ve İslami konularda konuşun. Boş ve malayani şeyler konuşulan ortamın sohbetini faydalı bir konu üzerine yapamıyorsak o ortamda bulunmamak evladır diyorsun. Lakin bizler kahve ve benzeri toplum ortamlarında; İslam ve din öğrenimi, helal rızkın önemi, ibadetin önemi, ibadette ihlas ve samimiyetin önemi, beden ve çevre temizliği, kalp ve gönül temizliği konularında konuşma zahmetinde bulunmayız. Kötülük ve şiddet, iftira ve nifak, kul hakkına tecavüz ve kişi hak ve hürriyetlerine saygısızlık etmemenin önemi ve gerekliliği konularında konuşmalar yapmak gibi bir derdimiz olmaz.


            İslamın yaşantı ve kuralları uygulansın, kimse zarar görmesin diyerek müdahale etme cesareti gösteren bizlere. Günah ve haramlardan uzak kalınsın isteyenlere ise özellikle bahsi geçen günaha meyilli olan, örneğin; üç kuruşluk keyifleri için kapalı alanda sigarsını tüttürmek isteyen zorbalar, hakkı ihlal edilen haklı vatandaşa ‘bırak sana ne’ diyor. Sanki kanun ihlal eden kişi hakkını arayan, dinin ve kanunun gereğini yapan kişi suçluymuş sana mı kaldı. Bu İslami olmayan ve artık kanuni de olmayan hak ihlalini yapanların çoğunluk olması marifetmiş gibi birde biz çoğunluktayız densizliği yapması olayı daha karmaşık hale getirir. Kolluk kuvveti şehirde polis ve zabıta, köylerde de jandarma da görmez ve duymaz olunca mazlumun zulümden kurtulması ahrete kalıyor.


             Eğer gökyüzü üzerime yıkılacak olsa haksızlığa ve zulme evet diyemem. Doğruluktan zarar bile görecek olsam senin şefaatine nail olmak ve sana layık bir ümmet olabilmek için, Rabbimin razı olacağı bir kul olabilmek için seni örnek alıp hakikati dile getirmekten vazgeçmem diyorum. ‘Güneşi sağ, ayı sol elime koysalar vazgeçmem’ dediğini hatırımdan çıkarmam gül yüzlü sevgili sultanım.


            Ya rasülellah! Senin gibi bir gülü sevdim, sen hiç solmayacaksın. Senin gibi bir dostu sevdim, hiç arkandan vurmayacaksın. Bir yuva kurdum sen o yuvamdan hiç eksik olmayacaksın. Dilerim Allah’ımdan yuvam mutlu ve mesut bereketi bol olsun. Bir gül yüzlü sevgili seçtim, dilerim Allah’ımdan o beni şefaatından mahrum etmesin. Gök yüzü bir parça kağıt, deniz bir şişe mürekkep olsaydı yine de sana olan duygularımı yazmaya yetmezdi ey gül yüzlü sevgili. Seni o kadar çok seviyorum ki…


            İsmini anarken bile ürperdiğimi ve biçare hak etmeyişlerimi de biliyorum ama yine de şefaatini diliyorum gül yüzlü sevgili sultanım. Biz günah kar ve biçare kullara yardım ve kurtuluş için Allah’ıma ve sana yalvarıyorum. Medet Ya rasülellah. Medet ya gül yüzlü sevgili!


Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder