20-SON
OK ANITI
ALÇITEPE (Kirte)
Soğanlıdere’den Behramlı Köyü’ne ulaşılıyor. Sola sapan yol 2 km kadar sonra Alçıtepe
Köyü’ne çıkıyor. Sol taraftaki askeri birliğin bahçesinde Alçıtepe Garnizon
Anıtı var. On bin kadar askerin kemiklerinin köylüler tarafından toplanıp
buraya getirildiği söylenegelir. Onların anısına mermer bir anıt yapılmış.
Resimde de görüleceği gibi Anıtı doğuya doğru geçtikten
sonra Alçıtepe köyü hemen anıtın çok yakınındadır. Alçıtepe’nin eski adı Kirte (Kirthea).
150 hanelik Alçıtepe köyü muharebe esnasında boşaltılmıştı. Çünkü bu köy ve
bulunduğu tepe 25 Nisan 1915′de yapılan çıkartma harekâtının hedefiydi. Düşman Alçıtepe’ye
1.5 km
kadar yaklaşsa da hasar olmamıştı. Yine Rehberimiz Muhammet beyin söylediklerinden
aldığım notlara göre Yüzbaşı Şevki Sırtı ve Kerevizdere de 12–13 bin şehit
verilmiş. Bir alt paragrafta da göreceğiniz gibi bir başka kaynakta 14 bin
şehit verildiği ifade ediliyor.
İtilaf Kuvvetleri gemilerden topçu desteği ile çıkıp Kirte Deresi’nde toplandıkları ve 28 Nisan’da başlayan ve 3 aşamada devam eden Kirte Savaşları’nda on dört bin Türk ve bir o kadar da itilaf devletine bağlı asker öldü. Türk kuvvetleri tüm olanaksızlıklarına rağmen cepheyi korumayı gene de başarıyorlardı. Yol boyunca görülen Skew Bridge, Redoupt, Twelve Tree Copse, Pink Farm gibi mezarlıklar Kirte savaşlarında ölen yabancı askerler için yapılmış.
Kirte sonradan Mareşal olan Fevzi Çakmak’ın karargâhının
bulunduğu yerdi. Garnizon Anıtı’nın solundan dönen toprak yol doğuya doğru
Alçıtepe’ye çıkmaktadır.
Alçıtepe Köyü’nün batısına doğru giden yol Son Ok Anıtı’na
çıkıyor. Bu anıt 3. Kirte Savaşı’ndaki bine yakın şehit için son kurşunun
atıldığı yer olduğu için bu ismi almış burada yapılmış. Cephanesi biten Türk
askerinin burada süngü takarak düşmanını püskürttüğü anıtın kitabesinde
yazıyor. 07 Haziran 1915’te kazandığımız 3.Kirte Savaşı Zaferini sağlayan 120 mm. Topçu bataryamızın
süngü hücumundan bahseder.
Alçıtepe Köyü ile Zığındere Sargı Yeri Şehitliği arasında,
köy mezarlığının dışındadır. 1948 yılında devletimiz tarafından Kirte
Muharebeleri Şehitleri anısına yaptırılmıştır.
İbrahim Artuç’un 1915 Çanakkale Savaşları kitabında
burasının 5.Topçu Alayı 2. Batarya olduğu, İngilizlerin Zığındere’den şiddetli
saldırısı üzerine topçu Grup Komutanı Alman Binbaşı Binhold, buradaki batarya
komutanı Teğmen Arif’e (Tanyeri) “toplarınızı tahrip ederek geri çekiliniz”
emrini vermiştir. Emre uymayan Teğmen Arif, elde kalan son topları ateşler ve
ingilizleri ekin biçer gibi biçer. Ardından topçu erler ve çevreden bulduğu
toplam 150 askerle buradan Zığındere yönüne süngü hücumu yaptırır. Büyük bir
zafer elde ederek Alçıtepe’yi kurtarır. Bu hareket Güney Cephesinin kaderini
tayin etmiştir.
21- ZIĞINDERE SARGI YERİ ANITI
VE ŞEHİTLİĞİ
ZIĞINDERE SARGI YERİ ANITI
Son ok Anıtı’ndan 1 km. sonra heybetli bir Mehmetçik Anıtı var.
Bu tunç heykel Sargı yeri Anıtı’nın nöbetçisi olarak tasavvur edilmiş. Sargı
yeri adı burada kurulan seyyar hastaneden geliyor. İngiliz kuvvetlerinde
bulunan Gurkalar 28 Haziran 1915′de yaralılara ilk müdahalenin yapıldığı bu
seyyar hastaneye baskın düzenlemişler ve yaralılar sağlık personeliyle birlikte
katledilmişti.
ZIĞINDERE SARGI YERİ ŞEHİTLİĞİ
Seddülbahir’e 4
km. uzaklıkta Zığındere Plaj Mevkii ile kuzeyindeki
Sargıyeri Mevkileri arasındaki uzun dere yatağı, Çanakkale Savaşlarında en
kanlı çatışmaların geçtiği bölge olma özelliğini taşımaktaymış. Dere yatağının
kısmen korunaklı olması dolayısıyla burası her iki taraf için de çok önemliydi.
Bunun için birkaç metreyi ele geçirmek için binlerce asker burada hayatını
kaybetmiştir.
General Hamilton Zığındere’de başarıya ulaşamayınca 28 Haziranda Zığındere’den taarruza başlamış, gemilerden açılan top atışları karşısında bölgede sıkışan orduya takviye olarak gönderilen 11. ve 6. tümenler ile taarruz güçlükle durdurulabilmiştir. Her iki tarafın da çok kayıp vermesine rağmen istenilen sonuç elde edilememiştir. Bu bölgedeki çatışmalar Seddülbahir bölgesindeki savaşların noktalandığı yerdir. Müttefik kuvvetleri geri çekilirken de en son bu bölgeyi boşaltmışlardır.
General Hamilton Zığındere’de başarıya ulaşamayınca 28 Haziranda Zığındere’den taarruza başlamış, gemilerden açılan top atışları karşısında bölgede sıkışan orduya takviye olarak gönderilen 11. ve 6. tümenler ile taarruz güçlükle durdurulabilmiştir. Her iki tarafın da çok kayıp vermesine rağmen istenilen sonuç elde edilememiştir. Bu bölgedeki çatışmalar Seddülbahir bölgesindeki savaşların noktalandığı yerdir. Müttefik kuvvetleri geri çekilirken de en son bu bölgeyi boşaltmışlardır.
Zığındere’nin girişinde plajın hemen arkasında İngilizlerin su sıkıntısını
karşılamak için açtıkları demir halka yapımlı bir kuyu halen durmaktaymış.
Kuyunun bileziğinde bunu açan mühendislerin isimlerinin yazılı olduğu
söylenmektedir.
Alçıtepe köyü hududlarındadır. 28 Haziran 1915 gecesi bu
açık hava hastanesini gemilerle bombardıman eden İngilizler burada yaralı
olarak yatan Yüzbaşı Kemal Bey ile 25 ve 26. Alaya mensup binlerce yaralı
askeri şehit etmişler, insanlık suçu işlemişlerdir.
Zığındere içinde bu şehitlikle beraber dört şehitlik vardır.
İlk olarak 1943 yılında yapılmış,1992 yılında da şimdiki haline getirilmiştir. Bir
başka bilgiye göre de 1995’te Sargı Yeri Şehitliği yapılmıştır. Şehitlik
içindeki anıt 1945 yılında inşa edilmiştir.
Anıtın arkasında resimde görülen yazıda ‘Bu Vatan Kimin’
şiirinden iki kıta yer almaktadır. Anıtın diğer ön yüzünde de bir yazı vardı
ama not almadım ve o yazıda ne yazıyordu şu an için bir fikrim yok.
Seddülbahir bölgesi savaşlarında yer alan bir rivayete göre
16 bin, diğer bir rivayete göre 18 bin askerimiz tedavi görürken İngilizlerin
saldırısına ve ayrıca İngiliz donanmasının bombardımanına maruz kalarak şehit
olmuşlardır. Harfiyat sırasında çıkan şehitlerimizin kemikleri mezarlara
konmuştur. Burada 300 er ve 60 subay olmak üzere toplam 360 şehidimizin
isimleri mezar taşlarına yazılmıştır.
Rehbere sormayı unuttuğumuz bu resimdeki figür muhtemelen
muharebe sırasında düşman askerine yardım için siperden çıkarak yardıma koşan
Türk askerini canlandırıyor olduğu kanısına vardım.
22- ZIĞINDERE NURİ YAMUT
ANITI
Zığındere'de şehit olan 16 bin ya da 18 bin vatan evladını
yâd ettikten sonra yolumuza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Yolun bittiği
yerde bizleri 1943 yılında 2. Kolordu Komutanı olan ve daha sonradan
Genelkurmay Başkanlığı görevini yerine getirmiş olan Nuri Yamut Paşa’nın
Zığındere'de şehit olan askerler için yaptırmış olduğu anıt karşılayacaktır.
Bu bölgedeki on bin şehidimizin anısına yapılmıştır.
Köylülerin ifadelerine göre, harmanda demet taşıma işinde kullanılan kanatlı
öküz arabaları ile 80 araba şehit kemiği toplanmış, bu anıtın altına
gömülmüştür. Anıtın içindeki mermer kapak, kemiklerin konduğu yerin ağzıdır.
Nuri Yamut Paşa Çanakkale Savaşları'nda genç bir teğmen olarak
görev yapmış ve daha sonradan 2. Kolordu Komutanlığı sırasında Şehit olan
arkadaşlarının kemiklerini toplattırıp onlar için bu anıtı inşa ettirmiştir.
Anıt bulunduğu nokta itibari ile müttefik kuvvetlerinin en sağ noktasını teşkil
etmekteymiş. Ayrıca bu bölge Seddülbahir bölgesinde siperlerin birbirine en çok
yaklaştığı nokta olmakla beraber lağım faaliyetlerinin de en çok olduğu
bölgedir. Zaten anıtın karşısındaki tarlada İngilizlerin erken patlatmış olduğu
lağımın çöküntüsü çok rahat görülmektedir.
Nuri Yamut Anıtı; Zığındere’in batısındaki Keçi Deresi
Silahendaz yamaçlarında, Gelibolu II. Kolordu Komutanı Nuri Yamut Paşa
tarafından 1943 yılında yaptırılmıştır. Mimarı Asım Kömürcüoğlu’dur.
FAVZİ ÇAKMAK ANITI
Alçıtepe köyündeki mola ve ziyaretten sonra yola devam
ediyoruz. Yola köy çıkışından geriye, köye giriş yaptığımız noktaya doğru
ilerliyoruz. Fevzi Çakmak anıtı yazan yolu takip ettiğimiz zaman yol bizi
anıta ve Alçıtepe'nin zirvesine çıkarıyor. Alçıtepe Köyü’nün 2.70 km. doğusunda Mareşal
Fevzi Çakmak Anıtı bulunmaktadır. Pembe renkli mermerden kare bir kaide
üzerinde yukarıya doğru daralan küçük bir sütunun üzerinde bir top mermisi
dikine olarak yerleştirilmiştir.
Aynı zamanda bu tepe 2. ordu, 5. kolordu komutanı Fevzi Çakmak'ın
karargâhına ev sahipliği yapmaktaydı. Karargâhın bulunduğu noktada şuan
Kolordu Komutanı Mareşal Fevzi Çakmak anısına 1941 yılında yapılmış bir anıt
bulunmaktadır. Temmuz ayında bölgeye gelen Fevzi Çakmak Paşa, Anafartalar
grup komutanlığını Mustafa Kemal'den devralıncaya kadar savaşı bu noktadan
yönetir. Çanakkale Savaşları’nda 5.Kolordu komutanı olan Mareşal Fevzi Çakmak
anısına 1941’de yapılmıştır.
MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK HARP KARARGÂHI
Bu anıtın köye gidiş istikametine göre 300 m. uzağında ve yolun
sağında ise, Mareşal Fevzi Çakmak’ın savaş karargâhının yerini belirten bir
anıt dikilmiştir. Bu anıtın dikildiği yer 1915 Çanakkale Savaşlarında 5.
Kolordu Komutanı iken Mareşal Fevzi Çakmak'ın harp karargâhı olarak kullandığı
yer olarak bilinmektedir. Anıt beyaz mermerden olup, beyaz mermerden kare bir
kaide üzerinde ikinci bir kare kaide ve onun üzerinde de yukarıya doğru daralan
bir dikili taş şeklindedir. Anıtın tümü alçak bir duvarla çevrilmiştir. Yolu
1968 yılında 2. Kolordu Komutanlığı tarafından muntazam hale getirilmiştir.
Kitabesinde şunlar yazılıdır:
“BURASI SAYIN MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK’IN BÜYÜK HARPTE
(ÇANAKKALE MUHAREBELERİNDE) 5 NCİ KOLORDU KOMUTANI İKEN, MUHAREBE İDARE
YERİDİR. 1941”
Üzerinde bulunduğumuz tepe 25 Nisan 1915 günü müttefik donanmasının ele geçirmeyi planladığı hedef olmasına karşın hiçbir zaman ele geçiremedikleri noktadır. Müttefik ordusunun bu tepeyi ele geçirmek istemesinin nedeni; büyük toplarını bu tepeye yerleştirerek boğaz savunmasındaki merkez tahkimatımızı bombalayarak susturmak ve böylece mayın tarama gemilerinin boğazda rahat çalışmasını sağlamak. Bunun sonucunda da donanmasına İstanbul’un yolunu açmayı hedeflemişti.
Tepe sahip olduğu bu özellikten dolayı stratejik bir konumda bulunmaktaydı. Bu sebepledir ki savaş boyunca Alçıtepe diğer adıyla Kitre Tepesi müttefik donanmasının savaş boyunca hedefi olmuştur.
ÜSTEĞMEN NAZİF ÇAKMAK
Atatürk Anıtı’nın önündeki alanda Mareşal Fevzi Çakmak’ın
küçük kardeşi olan Üsteğmen Nazif Çakmak adına yapılmış olan bir anıt
bulunmaktadır.
Üsteğmen Nafiz Çakmak 9. Tümene bağlı 64. Alayda bölük
komutanlığı görevi sırasında 8 Ağustos 1915 günü Yeni Zelanda kuvvetlerine
karşı tepeyi savunurken şehit olmuştur. Anıtın üzerinde: “Mareşal Fevzi
Çakmağın kardeşi Üsteğmen Nazif Çakmak burada bölüğünün önünde süngü hücumu ile
düşman siperlerine atıldığı sırada şehit olmuştur. 8 Ağustos 1915” yazmaktadır.
Her ne kadar anıtın üzerinde burada şehit olduğu ibaresi yer
alsa da; yaralandıktan sonra Nazif Çakmak’ın bugünkü çeşmenin bulunduğu alan
olan ve savaş sırasında insansız ara bölge durumundaki alana götürülerek orada şehit
düşmüş olma ihtimali kuvvetlidir.
23- YARBAY HASAN BEY ANITI
Mareşal Fevzi Çakmak anıtını ziyaret ettikten sonra
geldiğimiz yola devam ediyor ve Alçıtepe köy çıkışına geliyoruz. Yol burada
ikiye ayrılıyor. Yola Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey Şehitliği yazan tabelanın
gösterdiği yönde devam ediyoruz, ileride karşımıza bu tabelanın aynısından bir
tane daha çıkıyor.
Kerevizdere muharebelerinin geçtiği alanda şuan 6. Tümene bağlı 17. Alay komutanı Yarbay Hasan Bey'in şehitliği bulunmaktadır.
Bu anıt savaşlar sırasında, bu bölgede asteğmen olarak görev
yapan,1955 yılında Gelibolu II. Kolordu Komutanlığı yapmış olan Orgeneral
Muzaffer Alankuş tarafından Fransız cephesindeki Kerevizdere Şehitleri adına
yapılmıştır.
Fransızlar ve sömürgeleri olan Senegalli (uzun palaları ile
meşhur siyahî askerler) ve Tunuslu askerlerle çarpıştığımız bu bölge süngü
süngüye, boğaz boğaza çok kanlı muharebelere tanık olmuştur. Bu muharebelerin
birinde 11 Temmuz 1915 de Yarbay Hasan Bey şehit olur. Bu muharebe de Yarbay Hasan
Bey ile birlikte tam 13 alay komutanı şehit olmuştu.
Kerevizdere'ye gelen her ziyaretçinin bilmesi gereken
en önemli olaylardan biri şudur. 11 Temmuz günü başlayan Fransız deniz ve kara
topçusunun atışları birinci hattımızı mezbahaya çevirir. Kerevizdere adeta
cehennemi andırmaktadır. Bu koşullar altında Fransız askerleri Kansızdere’ye
kadar iner. Muharebe Sargıyerinde devam eder. Dereye kadar geçen muharebelerde
üç alay komutanını şehit veririz (Yarbay Hasan Bey’de bunlardan biridir).
İkinci hattan, iki gün boyunca düşmanın bombardımanını ve arkadaşlarının
durumunu gören Türk askeri en sonunda isyan eder ve 13 Temmuz 1915 günü emirsiz
bir halde siperinden fırlar. Ateş altında 500-600 m koşarak Fransızların
üstüne saldırır. İkinci hatta bir bölük zorlukla tutulabilmiştir, tutulmasalar
onlarda saldırıya geçeceklerdir. Neredeyse çökmek üzere olan birinci hat
dolayısı ile Kerevizdere böylelikle kurtulmuş olur.
Bu muharebeler Fransızların atmış olduğu ve Türk askerlerinin çıkardığı sesten dolayı Kara Kedi ismi taktıkları bombalar ile meşhurdur.
Yarbay Hasan Bey’in ölümü ile ilgili olarak rehberimiz
Muhammet Beyin anlattığına göre şöyle bir olay cereyan etmiş. Kerevizdere
muharebeleri bitince cesetler arasında dolaşırken yaralı bir yunan askeri
tarafından hançerlenmiş. Alayda imamlık yapmakta olan alay müftüsünü çağırarak
kuran okumasını istemiş ve ‘ve la havle ve leguvvete ille bilehil aliyyil azım’
dedirtmiş. Bu esna da kıbleye doğru dönerek ‘Ya Rasülüllah niçin zahmet
buyurdunuz’ diyerek şehit olmuş.
Son yıllarda askeri kayıtlarda yapılan arşiv
araştırmalarında, Osmanlıca metnin yanlış okunmasından kaynaklanan bir hata
bulunmuştur. Anıtın üzerinde yazdığı gibi 17.Alay 5.Tümene bağlı değil, Albay
Süleyman Şakir Bey’in komutasındaki 6.Tümen’e bağlı olduğunu, 17.Alay
komutanının Yarbay Hasan Bey değil, Binbaşı Hüseyin Bey olduğu,11 Temmuz değil
12 Temmuz 1915’te şehit olduğunu 6.Tümen Ceridesinden ve Süleyman Şakir Bey’in
anılarından anlıyoruz.
Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey
Kaynaklar:
1- *Serçin ERDOĞAN *Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı Harp
Tarihi Yayınları, “Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi Çanakkale Cephesi Amfibi
Harekat”, 5. Cilt 2. Kitap, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1978.
2- http://www.canakkalerehberi.org/tr/kaleleranitlarimizsehitliklerimizbazi-yabanci-mezarliklar
3- http://www.ezberim.org/turkiyeden-tatil-mekanlari/45902-canakkale-sehitlik-anit-ve-mezarliklari/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder