23 Kasım 2011 Çarşamba

GELECEĞİN SUÇLUSUNA 8 KURAL


Geleceğin suçlularını yetiştiriyoruz. Sonra da “benim oğlum, benim kızım şöyle ediyor, böyle ediyor, beni hiç dinlemiyor” diye veryansın ediyoruz. Belki de istemeden çocuklarımızı ve nesillerimizi yetiştirirken, rüzgâr ekip fırtına biçiyoruz. Yani kendi ellerimizle kendimiz, aslında geleceğin suçlularını yetiştiriyoruz. Nasıl mı? Sekiz başlık altında inceleyelim ve bunları yaptığımız zaman geleceğin suçlularından birini yetiştirdiğimizi bilelim.


1. Her şeyi hazır ver:


Daha küçük yaştan itibaren çocuğa istediği her şeyi vermeye başla! Yiyecek, içecek ve konforla ilgili bütün arzularını yerine getir ki istediklerini her zaman arzu etmeye alışsın. Bu şekilde herkesin onun geçimini sağlamak zorunda olduğuna inanacaktır. Ödevlerini sen yaparsan, elbiselerini sen toplarsan vs onun yapması gereken işleri sen yaparsan, kolaycılığa alışacaktır. Hazıra alışacak ve vermediğinde, ya ensene binecek, ya da çalmaya başlayacaktır. Bir kez bir şey isteyip de veremediğinde, vermeyeceğin bir şey istediğinde hep seni suçlayacaktır.


Oysa küçük yaştan itibaren sorumluluk almasını öğretsen, eşyalarını toplamasını, düzenli ve tertipli olmasını öğretsen, başarı için çalışması gerektiğini, çok çalışması gerektiğini öğretsen, istediği şeyleri emek harcayarak elde etmesi gerektiğini kavratıp, aşılayabilsen, hem hazırcı alışmayacaktır. Hem de sonunda istenmeyen bir suçlu olmasını tetikleyen sebeplerden birinin önüne set çekmiş olacaksın. Yani işlerinde sorumluluk alarak; en başından başarının da, başarısızlığında sonucuna katlanmasını öğrense, kendi dertleriyle başa çıkmasını bilecektir.

2. Sövgü ve hakaretlerine gül:


Kötü sözler söylediği zaman, sövdüğü zaman gülüver. Her söylediği şey çok değerliymiş gibi davran. Sövmeyi sıradan bir olay gibi zannetsin. Belden aşağı konuşmayı marifet zannetsin. İnsanların içinde kendi kızına, kendi hanımına sövmeyi, sövebilmeyi marifet zanneder hale gelsin. Böylece o kendisinin akıllı olduğuna, kendisine saygı duyulduğu için kimsenin ona bir şey diyemediğine inanacaktır.


Oysa ta küçük yaştan itibaren; kötü söz söylemenin, başkalarına hakaretin, belden aşağı ve faydasız şeyleri konuşmanın insanı büyültmediğini, aksine küçülttüğünü anlatsan böyle olmayacaktır. Düzeyli ve itinalı konuşmaya özen gösterecektir. Belki de küfür yüzünden, başkalarına hakaret yüzünden, başkalarıyla birbirlerine girip, kavga dövüş ederek suç işlemeyecektir.


3. Düşünmeyi öğretme:

Ona düşünmeyi ve beynini kullanmayı hiç öğretme. Onun yerine her şeyi sen düşün. Okuyacağı okula sen karar ver. Harçlığıyla alacağı şeye, ne alması gerektiğine sen karar ver. Ondan sonra 18 veya 21 yaşına gelince de kendisi hep doğru karar verebilsin diye çok beklersin.

Oysa aklını kullanmayı öğretsen, düşünüp karar vermeyi ve verdiği karar ne olursa olsun, bedelini ödemesi gerektiğini öğretsen, akıl ile hareket edebilme melekesi kazanacaktır. Yanlış karar verse bile, bir sonra ki seferde doğru karar vermek için daha dikkatli davranarak doğru olan fikri bulmayı öğrenecektir.

4. Bozduğunu tamir et

Bozduğu tamir et. Ya da yenisini al. Yerde bıraktığı her şeyi toplayıp kaldır. Kitaplarını, ayakkabılarını, elbiselerini topla, onun için her şeyi sen yap ki o bütün sorumluluklarını başkalarına yüklemeye alışsın. Toplamadığında başkalarını suçlasın.
Oysa daha küçük yaştan itibaren bozduğunu tamir etmeye çalışmasını denese, kendi dağıttığını kendisinin toplaması gerektiğini, elbiselerini, kitaplarını vs toplamasını çocuk yaştan itibaren yaptırsan böyle olmayacaktır. Kendi işini kendisinin yapması gerektiğini, ihtiyaçlarını kendisinin görmesi gerektiğini anlayacaktır. Başkalarından beklemek yerine işlerini kendisi yapacaktır.

5. Kavga ederek örnek ol:

Onun önünde sık, sık kavga et ki; bu sayede aile bir gün parçalanırsa o kadar çok şaşırmasın. Yani aile içi kavga olağan bir şey sansın. O da evlenince eşine, çocuklarına aynı şekilde bir ortam yaşatmaya heveslensin. O şekilde daha iyi eş olabileceğine, daha iyi baba veya anne olabileceğine inanır hale gelsin. Aile içi şiddet çocukluktan içinde yer edinsin.


Oysa birbirini anlayan ve birbirlerine saygı duyan, görev ve sorumluluklarını yerine getiren aile bireyleri olarak yaşayarak güzel bir ortam sunmak gerekir. Ufak tefek tartışma ve olumsuzlukları onların gözü önünden uzakta yaşamak gerekir. Çocuklar duymasın dizisinde olduğu gibi, “bey mutfağa, hanım mutfağa” deyip tartışmaya geçmek uygun olmasa da, belki buna bir çare olabilir.


6. İstediği kadar harçlık ver:


Ona istediği kadar harçlık verin ki; hiçbir zaman kendi parasını kazanmanın ne olduğunu öğrenmesin. Alın teri akıtmadığı için, bol keseden harcayıp, tutumlu olmayı öğrenemediği için, paran harçlık vermeye yetmediğinde seni suçlasın. İstediğini alamadığında hırsızlığa başlasın. Hep hazır yiyebilmek, terlemeden harcamaya devam edebilmek için kolay kazanıp çabuk zengin olayım diyerek suç teşkil eden daha başka bir sürü yollara tevessül etsin.

Oysa en başından harçlığı düzenli ve ihtiyacı kadar versen, bittiğinde belli zaman dolmadan bir daha vermeyeceğini söyleyip, idareli kullanmayı öğütlesen böyle olmayacaktır. Ayağını yorganına göre uzatmasını en başından öğrenecektir. Kendisinin para kazanarak, kendi parasını harcamasını sağlayarak paranın kolay kazanılmadığını ve hesapsız harcanmaması gerektiğini öğrenecektir.


7. Hep onun tarafını tut:

Komşulara, öğretmenlere, polislere karşı, daima onun tarafını tut ki; onların hepsine karşı peşin hükümleri olsun. Hep onların suçlu olması gerektiğini düşünsün. Öğretmene karşı bir suç işlediğinde, öğretmen düzelmesi için ceza verse “gösteririm ben o öğretmene” de ki, bir daha ki sefere daha büyük, daha büyük suç işleşin. Aynı şekilde polis yakaladığında bir şekilde arka çıkarak elinden kurtar ki, nasıl olsa babam- annem kurtarır diye sana güvenerek daha fazla suç işlesin.


Oysa bu konuda da yaptığının bedelini ödese, Fatih Sultan Mehmet’in oğluna oynadığı gibi oyunlarla bile olsa güzel işte mükâfat almasını istediğin gibi, suç işleyince de ceza almasına mani olma ki, kendine çeki düzen versin. Bir daha ki sefere daha dikkatli olsun.


Fatih Sultan Mehmet’in oğlu babasına “hocam beni dövdü” diyerek şikâyete geldiğinde, “gösteririm ben o hocaya” deyip, hocanın yanına varınca anlaşmalı olarak kendini azarlatması, “beni dövecekti” diyerek kaçması gibi metotlarla yaptığının karşılığını ödemesini öğrenmesini sağlanmalıdır.


8. Yalanlarını görmezden gel:


Küçük yalanlarını görmezden gel ki; her sıkıştığında daha büyük yalan söylemeyi maharet sayar hale gelsin. Bütün kötülüklerin başı olan yalan söylemeyi olağan bir şey gibi görür hale gelsin. Yalan söyledikçe, söylediği yalanlarında boğulur hale gelsin. Yalancının mumunun yatsıya kadar yandığını ve sonra sönerek onu açıkta bırakacağını anlayamaz hale gelsin.


Oysa daha başından yalanın kötü olduğu, o an için belki kendisini kurtarmış olsa da, yalancının mumu yatsıya kadar yanar olduğunu öğretsen. Yalanın çok kötü bir şey olduğu söylesen o an için zarar görüp, bedel ödeyecek bile olsa, böyle davranması gerektiğini öğütlesen, telafisi imkânsız durumlara düşmez. Yalanı meydana çıkınca düştüğü duruma düşmez. Yalan söylemek istemeyeceği için, onu söylemek zorunda kalacağı durumlardan uzak durur ki; bu da düzgün ve ahlaklı bir insan olmasına katkı sağlayacaktır.


Bütün bunları ve buna benzer davranışları yaparak yetiştirdiğin kişinin, günün birinde başına gerçek bir bela gelirse, öncelikle ondan hemen özür dile. Ama onu felaket dolu bir hayata hazırlayarak, onu bu yola kılavuzladığın için kendine teşekkür etmeyi de ihmal etme.


Etkin ve düzenli bir insan yetiştirmek için, kendi kararını kendisi vererek müspet hareket etme melekesi kazandırmalıyız. Yaptığı her filin sonucunu düşünmesini sağlamalıyız. Önceliklerini doğru bir şekilde tespit edebilmesini öğretmeliyiz. Hayatın kazanılması gereken (dünya ve ahiret gibi) iki yününün olduğunu görmesini sağlamalıyız. Öncelikle anlamaya ve sonra anlaşılmaya çalışmasını sağlamalıyız. Ekip ve gurup dayanışmasının önemini kavratarak, toplumsal yaşama hazırlamalıyız. Kendisini ve bildiği bilgileri yenilemesini öğretmeli ve böyle olması gerektiğini aşılamalıyız.


Feyzullah Kırca
Akbaşlar köyü / Dursunbey

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder