7 Ağustos 2014 Perşembe

FİLİSTİNDE YARIN OKULLAR YOK




Geçen gün haberlerde İsrail vatandaşlarının, terörist devletleri İsrail’in taş atanlara karşı misket,  varil bombası gibi bombalar başta olmak üzere envai çeşit bomba ile Filistin halkını çocuk, yaşlı, hasta, asker, sivil ayrımı gözetmeden yaptığı katliamlara destek veren kutlamalarını gördüm. 

O kalabalığın arasından: ‘Yarın Gazze de okullar yok! Yarın Filistin de okullar yok!’ diye sesler yükseliyordu. Evet bu. Gazze de atılan bombaların, hedef gözetmeksizin, pardon gözetip özellikle okulları, hastaneleri, çocuk parklarını hedef gözeterek yapılan katliamların amacını ne kadar güzel ortaya koyuyor yükselen sesler.  Katliamların amacının Filistin’in geleceğini bitirmek olduğu ne güzel gözler önüne seriliyor.  

Şimdi Erdoğan’ın en az 3 çocuk isteğine İsrail ve Siyonistlerin yandaşlarının neden karşı çıktıklarını yıllarca aile planlaması yaptıklarını şimdi daha iyi anlamayabiliyorum. Yoksa siz hala anlamadınız mı? Ey Türk milleti! Ey mümin kardeşim! 

Neyse geçelim asıl konuya; sonra da çıkıp diyor ki İsrail hükümeti; Hamas’ın kaçırdığı İsrail askerine misilleme yapıyoruz. Onların attığı taşlara misilleme yapıyoruz. Taşa karşılık misket bombası, kaçırılan bir askere karşılık yaklaşık 1500 Filistinli kadın, erkek, yaşlı, çocuk gözetilmeksizin sivil halkın ölümüyle bir o kadar, hatta iki misli, üç misli insanın sakat kalmasıyla sonuçlanan katliamlar. 

Dünya gündeminde askeri bir yaptırımla karşılaşma olasılığı Birleşmiş Milletlerde İsrail yörüngesinde büyük koruyucu ve destekçi ABD’nin vetosu varken zaten yok. Ekonomik olarak birkaç İslam ülkesi ve onların çıkar ortaklığına ihtiyacı olan ülkelerin sesleri yükselmeğe başlayınca İsrail’in menfaatleri doğrultusunda ateşkes deyip barış olacakmış gibi göstermelik görüşmeler yapılır. Tam barış oldu olacak derken, sonra İsrail gene bir bahane bulup saldırıya geçer. Bahane bulmak ne kelime, bir askerin kaçırılması, bir İsrail vatandaşının yüzerken havuzda boğulması, daha olmadı Filistin askerinin elbisesi ile kendilerine muhalif bir İsrail vatandaşının öldürülmesiyle hem o çatlak sesten kurtulma, hem de bahane yaratma onlar için yerinde olacaktır.

Hiç birisi olmadı daha kolayı vardı 2002 öncesinde El Fetih ile Hamas’ı birbirine düşman ederek Filistin halkını birbirlerine kırdırmak vardı. Hatta 2009 yıllarına kadar aynı şekilde birbirleriyle savaştırarak Filistin halkını birbirine kırdırma umudu vardı. İktidardaki Hamas’a karşı El fetih’ desteklerler, El fetih iktidarda olsa Hamas’ı desteklerler ki iç savaş sürsün ve Filistin halkı birbirini kırsın. 

El Fetih, El Kaide, İŞİD, Hizbullah (PKK gibi zaten İslam ile alakası olmayan örgütleri saymıyorum bile) vb, örgütleri kullanarak dünyanın dört bir yöresindeki Müslümanları öldürme ve yerlerinden sürme işini yaptırmak onların işi. 

Diyorlar ki; İslam dini cihat emrediyor. Müslümanlar terörist. Peki, Müslümanları terörist göstermek için kullandıkları Müslüman örgütler hangileri. El Kaide, İŞİD; Taliban, Hizbullah, İBDA-C ve Türkiye de bir zamanlar Aczimendiler’i kullandılar. Müslüm gündüz ve Fadime şahinlerin olmadık görüntüleri ve tahrikleriyle darbe yapmayı planlayıp iktidar değişikliğini başardılar. Ömründe bir kere bile Cuma namazı kılmayan, başka bir söylentiye göre bir kere bile Allah demeyen Avukat Alpaslan Aslan’a güya kendilerinin adamları Danıştay üyelerine saldırtıp dışarı çıkınca Allahü Ekber dedirterek Müslümanları hedef gösterterek iktidar yıkmayı başarmaya çalıştılar. 

Peygamber efendimiz Bir Hadis-i Şerif'te: “Abbasoğullarının içinden doğudan ileri de siyah sancaklı kişiler çıkacak. Onların önce gelenlerinin ve sonra gelenlerinin işi adam öldürmek olacak. Onlara yardım etmeyin. Allah onlara yardım etmez. Kim onların sancağı altında yürürse yahut bayrağını taşırsa Allah onu kıyamet günü cehenneme koyar. Gerçekten onlar Allah’ın en şerli yaratıklarıdır. Onlar benden olduklarını iddia edecekler. Dikkat edin, ben onlardan beriyim ve onlar da benden beridir. Onların alameti şudur: Saçlarını uzatırlar ve siyah giyerler. Onları desteklemek için oturmayın. Çarşılarda onlarla alışveriş yapmayın. Onlara yol göstermeyin ve onlara su vermeyin. Çünkü onların haykırdıkları Tekbir, sema ehli'ni rahatsız etmektedir.” buyuruyor. (Sağîr/Taberanî-Cilt 13/Ümmü Umame) Böyle bir tehlikeye karşı bizi 1400 kusur yıl önce uyanık olmamız için uyarıyor.

Değil, kesinlikle değil de, diyelim ki onlar haklı. Diyelim ki; Müslümanlar terörist, islam’ın emri olduğu için düşmanlarını öldürüyorlar. Peki; İslam düşmanı olanlar İsrail, ABD, Fransa, Almanya, Sırbistan, Ermenistan, Rusya, Yunanistan gibi ülkeler ve onların vatandaşları değil mi? O halde Müslümanların hedefi devlet terörü işleyen İsrail veya ona sonsuz destek veren ABD askerleri olması gerekmez mi? Saldırsınlar diye sormuyorum bu soruları, bir gerçek olan kimin emellerine hizmet ettiklerini ortaya koymak için soruyorum. Neden cihat ettiklerini iddia eden bu Siyonist maşası terör azmanı sözüm ona mücahitler, kafa keserken neden hep kesilen kafaların Müslüman kafası olmasına özen gösteriyorlar bunu ortaya koymak için soruyorum.

Neden İsrail başta diğer birçok ülkenin gitmesin ama çokta güçlenmesin dedikleri Esad’ı dengede tutmak için muazzam şekilde örgütlenmeyi başaran, Irak ordusuna Kafa tutan İŞİD ve diğerleri konu Filistin, Gazze, Doğu Türkistan, Bosna Hersek vb birçok yerde Müslümanlar katledilirken dut yemiş bülbül oluyorlar. Neden Bağdadi denilen James Bond saatli son halife olduğunu iddia eden herifin kafası ramazan boyunca ve sonrasında hala Gazze’yi bombalayanlar için atıp İsrail’e karşı cihat etmiyor da hedefindekiler neden hep Müslümanlar.

Neden tüm bu İslam mücahidi olduklarını iddia eden ve aslında tek hedeflerinin Siyonistlere hizmet ederek İslam’ı kötülemek ve gerçek Müslüman olarak gördüklerinin sayılarını azaltmak olan terör örgütleri hep camileri ve dini eğitim veren medrese ve okulları hedef alır. Neden hep dini simge olarak algılanan türbe ve hayır kurumları hedef alınıyor. 

Neden İslam adına kendisini canlı bomba yapan güya Müslüman eylemci kendisini; yaşlıların, kadınların, çocuk ve yaralıların şifa aradığı hastane, masum insanların alış veriş yaptığı pazar yeri, eğitim gördüğü okul bahçesi, Müslüman ülkelerin polis karakolları, askeri tesislerinde patlatıyor da terörist İsrail, Terörist Amerika diyemiyor. 

İslam’a ve Allahın dinine hizmet ettiğini savunan ve Kendisinde Türkiye Cumhuriyeti devletini el altından yönetmeye ve hükümetini güya yolsuzluk iddialarıyla kendisinin yetiştirip yerleştirdiği yargı elamanları vasıtasıyla yıkmaya kalkışan Gülen Hareketi, konu İsrail olunca dut yemiş bülbül oluyor.  

Neden uluslar arası hava sularında saldırılan mavi Marmara gemisinde Türkiye hükümeti gemiye izin vermekle yanlış yaptı diyebiliyor da. İsrail devletinin ambargolarıyla Filistin halkını açlığa ve sefalete mahkûm etmesi yetmezmiş gibi toplu katliamlarına maruz bırakması karşısında İsrail’e ve hükümetine lanet okuduğunu duyan var mı? 

Hani Müslümanlar bir vücudun azaları gibiydi. Türk hükümetine yolsuzluk yapıyorlar, Müslümanların hakkını çalan hırsızların evleri yansın, tepelerine yıkılsın diye beddua eden Fethullah Gülen efendi Müslümanların hayatlarını çalan, topluca katliam yapan İsrail için de beddua okudu mu? Bırakın bedduayı, yanlış yapıyor diyebildi mi? 

Güya İran ile Siyonistler düşman, ama yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla kime hizmet ediyor? Güya Müslüman terör örgütleri İslam adına yapıyoruz dedikleriyle kime hizmet ediyorlar? Orta doğu başta olmak üzere İslam ülkelerinin yönetim kadroları Siyonist uşağı olmuşken, kendi halklarına ve kendi halklarının çıkarlarına mı hizmet edecekler.  İslam dünyası bu vaziyetteyken birlikte hareket etmesini nasıl bekleyebiliriz. 

Namı değer Cumhurbaşkanı adayımız Ekmeleddin Bey kaç yıl İslam konferansı Örgütünün başında Başkanlık yaptı. Bir kez bile İsrail terörist, orada yaşanan bir insanlık dramı diyemedi. Her gün gündemi takip etmeye çalışan, en azından ana haberleri takip etmeye çalışan ben hiç duymadım. Deseydi mutlaka duyardım. Yıllardır Türkiye de Siyonistlerin emellerine hizmet eden politikaları destekleyenler tarafından cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi beni hiçte şaşırtmadı. 

Gazeteciler Şimon Perez’e 1986 yılında “Kur’an-ı Kerim, sizin devletinizin yıkılacağından haber veriyor” diye hatırlattıklarında? Şimon Perez şu cevabı veriyor: “Kur’an’ın bahsettiği Müslümanlar gelsin düşünürüz.”DİYE CEVAP VERİR (Tercüman Gazetesi, Ergun Göze, 1986)
 
Müslüman halkların çoğunluğunun bizim gibi düşünmesine rağmen ele geçirilmiş Siyonist uşağı idareciler ve İslam adına Müslümanları hedef alıp öldürerek yine Siyonistlerin emellerine hizmet eden terör örgütlerinden fayda bekleyemeyeceğimize göre biz ne yapabiliriz?  Dua edip Allah’a sığınabiliriz. Kahrolsun İsrail, kahrolsun ABD diyerek yürüyüş yapabilir, onların zulmünü haykıracağımız mitingler yapabiliriz. Peki, bunlar onlara zarar verir mi? Hayır, kesinlikle zarar vermez.

 Sofranda CocoCola, fanta, Danone olacak, dondurman Algıda olacak, çamaşır makinen Arçelik, Bosh, Simens olacak, çamaşırların Ariel veya  Omo ile yıkanacak, hamburgerin McDonalds, meyva suyun Cappy, Tang olacak, corban Knorr olacak, sana yağın Becel, çayın Lipton, cipsin Raffles, Doritos, Lays, Cheetos, sabunun Dove, şampuanın Loriel, Kahven nescafe, Jacobs olacak, daha neler neler, sonra da çıkıp kahrolsun İsrail diye bağıracaksın. Sizce de bu işte bir terslik yok mu?

Feyzullah Kırca

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder