12 Ocak 2013 Cumartesi

KONUŞMAK NASIL OLMALI





Konuşmak deyince ilk aklımıza gelenler nelerdir. Konuşmak nasıl olmalıdır. Hangi durumda konuşmalı, hangi durumda konuşmamalıyız. Bir kere konuşmak; ağız yemek vs doluyken, başkasının sözünü keserek, haykırarak, sövüp sayarak yapılmaması gereken bir eylemdir. Mutlak anlamda dil, düşüncenin ve dünya görüşünün ifade edilip, muhataba aktarıldığı iletişim aracı olarak tanımlanır.

On dokuzuncu yüz yıla kadar konuşma yeteneğinin insanlarda doğuştan bulunduğu düşünülüyordu. Yeryüzünde konuşulan ilk kutsal dili herkes merak etti. İlk insan hangi dili konuşur? Bu tarih boyunca merak edile gelmiştir. Kral James; bir bebeği hiç konuşmadan yetiştirmek üzere teslim etmişti. Yetiştiriciler İbranice konuştuğu ve kral James’in de ilk dilin İbranice olduğunu düşünmesi için, gizlice bebeğe İbranice öğretmişti. Haliyle bebekte İbranice olarak konuşmuştu.

Bu konuda bir başka bilgi ise şöyledir; Tarihin babası Heredot’un anlattığına göre Mısır firavunu Psammetikos, ilk insanların hangi dilde konuştuğu meselesini bir hayli kafaya takmıştı. Ama bunu bilginleri teorik tartışmalarına bırakmamış, deneysel bir yaklaşım sergilemiş. Yeni doğmuş iki bebek alınmış ve bir ağılda hazırlanan bakım odasında her türlü gereksinimleri karşılanmıştı. Besleme görevi de bir çobana veya dili kesilmiş kadınlara verilmişti. Çocukların yanında konuşmak yasaklanmıştı. Çocuklar biraz büyüyüp dile gelince çocuğun biri ona elini uzatıp demiş. Bu bir kaç kez daha tekrarlanınca kral davet edilmiş ve o da aynısını duymuş. Araştırmışlar; Bekos; Frigya dilinde ekmek anlamına gelmekte olduğundan meseleyi böylece çözüp, ilk konuşma dilinin Frigya dili olduğuna karar vermişlerdi.

Sıklığına göre, insanları geveze ya da suskun olarak nitelendirildiği eylem olan konuşmak, annelerimizin gençlik cağlarında kız-erkek ilişkileri için kullanılan çıkmak kelimesi yerine kullandıkları alternatif kelime olarak da karşımıza çıkmaktadır.

Başı sonu belli düz bir çizginin orta noktasına "sakin sakin konuşmak" konulduğunda, bu hayali çizginin bir tarafına sırasıyla "çekingen konuşma, mırıldanma, sayıklama, dil tutulması, bayılma" dizilirler. Çizginin diğer tarafındaki sıralama ise "saldırgan konuşma, bağırma, çığlık, dil tutulması, bayılma" şeklinde olacaktır. Konuşma da nokta virgüller de yerinde kullanılmalıdır. Bunlara dikkat edilmediğinde bazen insanı ölümün eşiğine getirebilir. ‘Oku baban gibi, eşek olma!’ diyecekken ‘Oku, baban gibi eşek olma!’ demek gibi…

Maverdi’ye göre konuşmanın bazı şartları vardır. Konuşan kişi bunlara dikkat ettiği takdirde, konuşması iyi ve güzel olur. Bu şartlar şunlardır: 1-konuşma bir menfaat için veya bir zararın def’i için olmalıdır. 2- Yerinde konuşulmalıdır. 3- gerektiği kadar konuşup sözü uzatmamalıdır. 4- söYlenecek sözler iyi seçilmelidir.

Siz bir şeyler anlatırken muhatabınız sürekli doğrudur diye onaylıyorsa, ya sizi dinlemiyordur, sizin anlattığınız konuyu anlamıyordur. Başka bir sıkıntısından dolayı sizi dinlemek istemiyordur ama mecburiyetten dinliyormuş gibi gözükmeye çalışıyordur.

Ya tamamen açacağız yüreğimizi insanları ve diğer tüm canlıları sevmeye; ya da hiç yeltenmeyeceğiz yarım yamalak sevgilerimizle ortalığa çıkmaya. Gerisi yoktur insanlığın, aşkın ve sevmenin; ya siyahı ya da hepten beyazı seçeceğiz. İnsanları güzel olanlara çağıracağız önce kendimiz yürüyerek o yoldan. Bir çığır açacağız güzelliklere ki; kazanacağız hep birlikte iki dünya saadetini. Ya da herkes böyle yapıyor, ben ne yapabilirim ki deyip kötüye sessiz kalarak, kaybedeceğiz geleceğimizi. Eğer ki; beyaz ise sevdiğimiz, iki dünya saadetine koşmaksa istediğimiz; konuşma dilimize ve konuşma adabına dikkat ederek insanları iyi, güzel ve faydalı olana davet etmeli, bana ne demeden kötü, çirkin ve zararlı şeylerden uzaklaşmaya çağırmalıyız.

Önemli olanın hangi dilde konuşulduğu değil, kimin, neyi, nasıl ve ne amaçla konuştuğudur. Dostluk tatile çıktı, aşk sizlere ömür, sabır tükendi ve anlayış sıfır, mutluluk yok, tebessüm hasta, saygı raporlu, yalan diz boyu, şeytanlık zifiri koyu, adam harcamak gündemde, huzurlu yaşamak son demde, seviyorum sözü son moda, mahzenler olmuş insanlığa ihanet için birer oda, yalandan kim ölmüş insanlığın dışında. Zalimlerin doymaz gözü, mazlumların ve yoksulların aşında...

Konuşarak küçülenlerden değil, konuşarak büyüyenlerden olmak dileğiyle. Allah yolumuzu açık etsin…

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder